18 Eylül 2014 Perşembe

LAVİNİA

Kamera; Güven Kastro -Saray-Tekirdağ

Kamp Kuruluyor...


Kamera; Güven Kastro
Yunus Usta , Aziz Öğretmen; kuru odunlar toplandı,
süzülen günün gecesi için ateş hazırlanıyor.


Kamera; Güven Kastro
Yunus Ustanın yoktan var ettiği taş masa; taş devri zamanını
hatırlatsa da,mitolojinin içinden çıkmış gibi, bizim
şiir sohbetlerimize, fıkralarımıza, yemek yemelerimize
tanıklık etti


Kamera, Güven  Kastro

Masal bu ya,davetkar, gizemli tüneller,bol seçenekler ile
yok olmamış güzellikler var daha; kim bilir hangi
güzelliklerin yaşamı hatırına...


Kamera; Yunus Usta   Kastro
Ardahanlı dostlarımız; tüm yaz orada kalıyorlar;
İstanbul'un çekilmezliğini orada dengeliyorlar.


LAVİNİA

 Lavinia Özmemir Asaf’ın en güzel aşk şairi dedirtecek kadar güzel olan şiiridir. Şiir sevmeyenlere bile şiiri sevdirecek, birçok insanın içinde sakladığı kendi “ Lavinia” sını hatırlatacak güçte bir eserdir;

LAVİNİA

Sana gitme demeyeceğim
Üşüyorsun ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Sana gitme demeyeceğim.
Gene de sen bilirsin.
Yalanlar istiyorsan yalanlar söyleyeyim,
İncinirsin.

Sana gitme demeyeceğim,
Ama gitme, Lavinia.
Adını gizleyeceğim.
Sen de bilme, Lavinia.

  Duygularını ne kadar saklarsan sakla, eninde sonunda bir yere akmak zorundadır; tıpkı bedenlerin seçkin ruhları gibi; durdurulmaz bir döngü içinde akarlar; bedenden bedene, boyuttan boyuta.

 Hiç tartışılmaz güçtür edebiyat. Edebiyatın asil çocuğu şiir de öyle. Bilinen anlamlarda şiir aza indirgeme sanatıysa, bu büyük şairde ve bu muhteşem şiirde, aza indirgenmiş muhteşem bir romanın yaşanmışlığını bulabilirsiniz; yeter ki kendi motorlarınızı çalıştırıp, çok yönlü düşüncenin o muhteşem üreticiliğine doğru yola çıkın.

 Bu şiiri okurken, gün, geceye doğru ilerlemişti. Istranca (Yıldız)  Ormanlarında bir gece daha yaşama kayıt oluyordu. Kim bilir kaç milyon gece gibi; ama bu gecenin içinde nice şairlere, yazarlara esin kaynağı olmuş Lavinia vardı.

 Gecenin büyüsüyle yanı başımızda bulunan dere, ay ışığının desteğiyle büyük bir gösteri sahnesine dönüşmüş, okunacak Lavinia şiirine en büyük desteği verecekmişçesine değişiyor. Bazen karanlığa, derinliğe; ürkütücü bir güzelliğe, bazen, aydınlığa, yakına şımarık bir genç kızın işveli gösterisine dönüşüyor.

 Lavinia’nın insandan insana akan hikâyesinin kısacık seslenişi göğe yükselirken, kendi elleriyle inşa ettiği taş masanın yanı başında duran Yunus Usta duygularını loşluğun içinde bile gizleyemeden bir “ah” çekti ve diğer ahlar ardı ardına geldi.

 Belli ki onun da bir Lavinia’sı var. Gizemli ve Lavinia’nın bile bilmediği kadar diri; taze… Yunus Ustanın duygu yükselişine Aziz Bey de destek verdi; çünkü o da, yaşamın içindeki yaşam yoğunluğunu nice yoğruluş günleriyle tanıklık edenlerdendir.

 Lavinia’ya seslenen ses; defalarca tekrarladı bitmeyecek aşk sözcüklerini; tıpkı hiç yorulmadan bize ışık yollayan milyarlarca km uzaktaki yıldızlar gibi; büyük yaşam, daha büyüğe doğru sürekli eviriliyor, üretim evrelerinden ardı ardına geçiyor.

 Ne güzel anlatır bize şairi Doğan Hızlan;

 “ Şair o ikişer dörder satırlık anlarıyla bize bütün bir hayatı çizebilir.”

Sana gitme demeyeceğim.
Üşüyorsan ceketimi al.
Günün en güzel saatleri bunlar.
Yanımda kal.

Güven Serin  









Hiç yorum yok: