7 Ağustos 2017 Pazartesi

GERÇEK SANAT ŞAŞIRTMAYA DEVAM EDİYOR



GERÇEK SANAT ŞAŞIRTMAYA DEVAM EDİYOR
---------------------------------------------------------


  Sanatçı en çok, en anlatılmaz ve en göz önünde olanlara dikkat çeker. Kalıpları, ezberleri, duyarsızlıkları şöyle bir yoklar… Ses geliyor mu gelmiyor mu? Her şeyden önce, iyi sanatın kendi başının çaresine bakacağın, kendi ruhunun azat edilip, vahşi kalabalıkların gafletine yenik düşmemesinin uyarıcı yalnızlığına imza atar.

 Picasso İspanyol iç savaşı bombalanan şehirler, yok edilen insanlık, eseler için bir tablo yapmıştır; GUARNİCA… Nice söylevlerin, kitapların bile bu dokunaklıkla anlatamayacağı kadar özgün bir anlatım; her çağa bir şey katmak, birilerini dürtmek, uyandırmak için var edilmiş bir eser; yapıt…

Furuğ Ferruhzad da aynı evrensel amaç için sorumluluk hisseden; tüm protestoları, konferansları, çığlık ve şikayetleri bir araya getirsen, bu dizelere boyun eğip saygı gösterecek dizelerle anlatmıştır; her başlangıcın bir sonu olduğunu; her çılgınlığın, başıboşluğun da karşılık göreceğinin başyapıtı sayılacak şiirini, hiçbir elektronik aletin güçlendiremeyeceği kadar duyarlı, duyulur bir fısıltı içinde söylemiştir:

Güneş soğuduğunda
Bereket yeryüzünden uçup gitti

Ve çaylar kurudu ovalarda
Ve balıklar kurudu denizlerde
Ve toprak ölenlerini
 Kabul etmez oldu

 Ninelerimizin bir ağıt gibi tekrarladığı nice lafın, tarihsel, sosyolojik ve deneyimsel bir karşılığı vardır. Minnet duyulsaydı bu törensel aktarımlara; cehaletin kurnazlığına teslim olunmasaydı; ninelerimizin ; “ Böyle yaparsanız, bereket olmaz, kalmaz!” söylemlerinin, bizlerin tembelliğini, duyarsızlığını anlattığını anlama mirası olarak başköşeye oturta bilirdik.

  Oysa bizlerin beklediği miraslar; tamamen mal-mülk üzerine… Acı bir acı…

 Güven Serin 




Hiç yorum yok: