9 Eylül 2017 Cumartesi

BU DA MI GOL DEĞİL BE!







BU DA MI GOL DEĞİL BE!
----------------------------------

 Bazı yaşamlar; doğuştan başlar ofsayt düşmeye. Yazgının şansızlığı, bir başka gizemin, değerlendirilme biçiminin gereği mi? Bilinmez…

  Klasik laf, inançtır; bazı insanlar da doğuştan şanslı… Tam manada hiçbirine katılmadığımı anlatmak isterim. Bütün ömre yayılan sosyolojik, psikolojik bir araştırma var mıdır? Yapılmış mıdır? Bilinmez… Şansın, şans denen şeyin, eşitliği maddiyat olduğu için, bunun getirisinin uzun vadede ki biçimleri; elle tutulur bir şey midir? Yoksa büyük bir kayıp, hiçlik, doymazlığı tetikleyen bir can sıkıcı gidişat mı?

 Ofsayt Osman, doğuştan şansız olan; yani yazgının onu terk ettiği birisini anlatır. Aslında, doğuştan sanatçı olan birisi tarafından; Sadri Alışık… Tıpkı Ayhan Işık, Kemal Sunal, Levent Kırca, İlyas Salman, Müjdat Gezen ve niceleri gibi.

 Buna, bu yeteneklere sadece şans demek ayıp olur. Evrimin adaleti; milyonlar içine serptiği farklılıklardan birisi; birileri…

  Ofsayt Osman, yeteneğini yönetmen Osman Seden ile kesişen yollarına da borçludur dersek yalan olmaz. İyi bir yönetmen, iyi sanatı ve sanatçıyı, bakışlarından, sesinden, ritminden; daha sahneye çıkmadan, sanatın kokusundan anlayacağı da bellidir.

  Bu filmin başlangıcı; yani doğuşu; yarım yüzyılı geçti. Yıl 1965;bir başka doğuşun, yükselişin duyulduğu. Alkış aldığı zamanlar. Beşiktaş Futbol Takımı, Ofsayt Osman filmi çekildiği yıl şampiyon oldu. Gol kralı da Güven Önüt…

  Ofsayt Osman, her daim ofsaytta kalırken, hiç gol yüzü görmemişken, Güven Önüt, Türk Futbol tarihine,” Gol Kral”ı olarak geçer. Üstelik bu futbolcuya, takıma gönül vermiş yazgının babam olacağını belirlediği kişi de, oğlu olursa ismini Güven koyacağım demiş;365 gün öncesinden.

 Ofsayt Osman, yitik, yenik ve ezik bir adamın hikâyesidir. Aynı zamanda Türk sinemasının, sanatçıların hatıralarına dokunma, anma, onları anıların boyunduruğundan çıkarma-kurtarma anın başlangıcıdır da…

  Edebiyatın derin analizlerinde, burada aranan bütün cevapların karşılığı mevcuttur. İçinde, her türlü düş ve gerçeğin karması; kavuşum örnekleri doludur. Üstelik ağzına kadar! Çoğu zaman önem verilmeyen düşünce sanatı, düşlerin, izlenimlerin, mayasını yeryüzü ve gökyüzünden aldı sezginin karşılığı; her harfi insana, insanlığa aitken, çok az kimse önemser.

 Ofsayt Osman, yazgısında olanlara bir İrlandalı yazar çıkıp şu sözleri söylese;

“ Hep denedin
  Hep yenildin,
  Olsun!
  Gene dene!
  Gene yenil!
  Daha iyi yenil!”

  Siktir oradan, denir; siktir; defol; fazla aklın varsa kendine sakla! Sanki bu tepkiler Samuel Beckett’i yıldıracak! Daha da sarılır kaleme ve sözcüklere…

Güven Serin 


Hiç yorum yok: