26 Ekim 2017 Perşembe

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ


Kamera; Güven   OHRİ

Elveda Rumeli Dizisi Kaymakamlık Binası

Bu binaya iyi bakın! 650 yıllık hikayeyi anlatan
sanatın,sosyolojinin,halkın hikayesine;
yoksa üldürürüm sizi! O ka! 




                                            Kamera; Güven   Ohri

                              Evlere bayıldım. Kış hazırlıkları başlamış;damlar onarılıyor.
                 Odunlar taşınmaya başlamış. Ve her yer,doğallık kokuyor;insanlar
                 dahil;Pomak,Makedon,Türk,Arnavut...


                                                 Kamera; Güven Ohri

                                     Eskinin yüceliği,değer bulmuşluğu;yeniye olan yeniklik;
                        yok burada...


Kamera; Güven

Kalabalıklar içinde yalnız olmak!Varsa edebiyat,felsefe
heybenizde işiniz kolay. Ya yoksa? Zordur işiniz...


                                                               Ohri...

                                  Bir gün önceden alkol almış olarak tanıdım kayıkçıyı.
                          Zekasının fırlama,serseri bir hal aldığı,her geçene iltifat ve
                          laflar yağdıran,herkesi güldüren sözcükleri anında bulan,
                          Makedon,günün taze saatlerinde,bir o kadar efendi...


Kamera; Güven Ohri

Ohri'yi bir kelime ile anlat deseniz!

Su derim. Ya sonra? Kiliseler,manastırlar...

Bu taş yapılar itibarlı bir korku uyandırıyor bende;
öyle sessizler ve öyle ayrıştırıcı dualara tanık olmuşlar ki,
içlerinden gelen şey;artık insanların tümüne ait veya
hiçbirine diye haykırmak istiyorlar...





2 yorum:

Esin Bozdemir dedi ki...

Görseller içinde ilk gözüme çarpan o sevimli sokak lambası oldu :))
Ne güzel o parke taşlı daracık sokaklar, bir iki katlı ahşap evler..mütevazi bir yaşam içinde, beklentisi az belki, ama daha huzurlu ve sakin bir yaşam! Karşıdan görünen bu! bir de madalyonun bir başka yüzü var tabi ki! o evlerde 90'lı yılların başlarında savaşı görmüş insanlarda kim bilir ne acılar ve kederler vardır!.Belki de bu yüzdendir o sükut ve huzuru koruma, kollama çabaları!.

Çocukluğumda Almanya'ya giderken, ki o zaman henüz Yugoslavya parçalanmamıştı, o coğrafya üzerinden geçerdik. Sonra parçalara ayrıldı, kardeşler birbirine nasıl düştü!. ben o çocuk yüreğimle çokk üzülmüştüm bir an o geldi aklıma. Seni hangi rüzgâr savurmuşsa oralara, iyi yapmışsın gitmekle!..

GÜVEN SERİN dedi ki...



Zamanı gelmişti;oralarla;650 yıllık hasretten çok öte;bir buluşmaydı bu Esin. Aynı şeyi düşünmüşüz,en güzel manzaralar dahi,insanın ayak bastığı,özgün bir benimseme içinde ruh verdiği dar,temiz,taş sokaklar her daim etkiledi düşüncemi,felsefemi...