26 Ekim 2017 Perşembe

PİRE DEDİĞİN KÜÇÜK ŞEY


Kamera,Güven
OHRİ-MAKEDONYA


PİRE DEDİĞİN KÜÇÜCÜK ŞEY!
-------------------------------------------------

  Her zaman büyük olanın kazanmadığını; büyük balığın küçüğü yok edemeyeceğini; pirelere bakarak da anlamak mümkün. Daha nice böceği, hayvanı örnek vermek mümkün!

  Pirenin yaşamdan hiç eksik olmadığı kesin. Temizlik, düzen, istikrar yok olunca bu küçük hayvancık da sanki bir bedel ödetmek amacıyla çıkıyor insanın karşısına. Hoş bir kaşıntıyla başlıyor ve sonra; dermansız kalıncaya kadar; kanatana kadar devam ediyor soylu ısırıkları.

  İnsan, her daim bildirmiştir haddini hayvanlara. Ama bir türlü baş edememiştir pirelerle, hamam böcekleriyle. Fareleri de yok saymayalım! Onlar da çare üretiyor durmadan. Değişiyor, bizim hilelerimize karşı hileler, kurnazlıklar geliştiriyorlar.

  Ulusal basına yansıyan haberde; Kahraman Maraş’ın Andırın ilçesinden söz ediyor. Darıovası Mahallesinin pireler tarafından basıldığı, insanların çocuklarını okula göndermeye korktuğu gibi, cemaatin de camiye gitmekten korkup evlerine hapsolduklarını anlatıyor haberin bütünü.

  Küçücük, hatta neredeyse görünmez denen bu hayvanın, düşüncesi, aklı, fikri, emme organı nerede? O küçüklüğün, koca insanı; kükrediği zaman dağları delen, denizleri kirleten, komşularını öldüren, nice havyan nesillerini kurutan insanı dize getiren şey; küçücük bir pire ordusu…

  İnsanı; yani bizleri de hafife almamak lazım. Kimyasallar yetişecek imdadımıza. Bir de atasözleri; “ Bir atlar, iki zıplar; eninde sonunda yakalanırsın!”

  Pire, pireliğini yani kendine yakışanı yapıyor. Karımca karıncalığını, arı arılığını; oysa bir tek insan bozuyor gidişatı; tam olarak ne yapıyor? Ne istiyor? Bilinmez ve bilinmezlik içinde; hem peygambervari, hem şeytani; hem melek, hem de ermiş…



Güven Serin 

2 yorum:

Esin Bozdemir dedi ki...

Ama pireler de çok yaman!. kediler, fareler, develer… hepsi! dediğin gibi onlar doğasına uygun olanı yapıyor. Hiç deve olmaya yeltenen bir pire göremeyiz değil mi!. ama insan öyle mi? hep boyunu aşan işlere kalkar!.

Ah Vergilius! en zor şey, anlamak insanı.
Ancak; insan, bir anlayabilse önce kendini!.

Keyifli bir yazıydı Güven. Okudukça düşündüren, düşündükçe bütün yolların yine aynı yere çıktığını gören!. "çarşamba, perşembe, bu nedir ya? çıkamıyorum!." dedirten :)) en iyisi doğaya ve akışa bırakmak kendini!.hayat geçiyor bir şekilde, geçen zamanla birlikte, biriktirdiklerimiz de çoğalıyor. Pişmelerdeyiz daha!. Tam oldum demeye ramak kalırken belki de kayıp gidecek hayat elimizdem kim bilir!.. Kâlemin hep şahit olsun, sevdiklerinle birlikte sanatla dolu nice güzel yıllara..

GÜVEN SERİN dedi ki...


Teşekkür ederim Esin. Belli ki,yazının demine yazan kadar varmışsın.Sanırım hep aynı döngü içerisinde,varırken bir demin keyfine,bir maya da kendi tencere,tasımıza yapıp,üretiyoruz durmadan;takip ediyoruz sonsuz evrenin genişlemesini ve daha sonra büzülecek oluşunu bilsek dahi...